İstanbul’a Sadakat gezilerine katılmışsanız izlenimlerinizi bu sayfada yayınlanmaları için istanbulsosgirisimi@gmail.com adresine atabilirsiniz. Kendi blog ve sitelerinizde yayınladığınız yazı ve fotoğraflarınıza da bağlantı vermemiz için aynı adresten iletebilirsiniz.
Şu ana kadarki İstanbul’a Sadakat gezilerinin duyuru ve fotoğraf sayfalarına şu bağlantılardan ulaşabilirsiniz:
II. İstanbul’a Sadakat Gezisi- Fener Balat / Neslihan Ceux
Fener Balat gezisi için tekrar tekrar teşekkürler. Belçikalı eşim Xavier için şehrin bambaşka bir yüzüydü burası. Burçin Hanım’ın deneyimlerini öğrenmek de bizim için çok değerli. Annem Sevgi Hanım içinse ayrı bir nostaljiydi doğup büyüdüğü Balat’ı gezmek… Devamı için tıklayın
II. İstanbul’a Sadakat Gezisi/Fener Balat, Salih Kaya
Şehir dışından gelen biri olarak İstanbul’da sürekli bulunma şansına sahip değilim. Fırsat buldukça bir çok yerini gezdim, gördüm ve fotoğrafladım ama her defasında gözlerim hep güzelliklerini gördü yada öyle görmek istedi. Belki de İstanbul’a en güzel yerlerinden bakmak istedi. Oysa ki; yıkılmış, yakılmış, terkedilmiş veya terk ettirilmiş yüzüne dair anılarım azdır, İstanbul’un. Aynı sebepten dolayı zoraki biçimde çirkinleştirilmiş yüzüne de az rastladım, İstanbul’un…. Devamı için tıklayın
II. İstanbul’a Sadakat Gezisi/Zeyrek, Sercan Duygan
Zeyrek’e İstanbul’a Sadakat Gezisi yaptım pazar günü. Sadakat derken bunun bir geniş girişim olduğunu söyliyeyim. İstanbul S.O.S. grubunun bir gezisi. Mimarlar, tarihçiler ve rehberler yöre ile ilgili geçmişle gelecekle ve bugünle ilgili bilgileri aktarıyorlar. Devamı için tıklayın
I. İstanbul’a Sadakat Gezisi/Süleymaniye, Müberra Fethiye Erkaş (Blog’a bağlantı)
İstanbul s.os., İstanbul’un kadim semtlerini, Süleymaniye, Zeyrek, Fener, Balat’ı gönüllü rehber ve mimarlar eşliğinde gezdiren faydalı bir oluşum.
İstanbul’a sadakat gezilerinin ikincisinde ben Süleymaniye bölgesini gezen grupta arkadaşlarımla birlikte bulundum. Ve bugünkü süleymaniye semti hakkında çok şey öğrendik. Süleymaniye’de yaşayanlara uygulanan zulmü yerinde gördük. Yakılan yıkılan evlerden geriye kalanları ve restorasyon adı altında yeniden yapılan ibretlik kötürüm binalara rastladık. orada yaşayan, sokakları gezerken karşımıza çıkan insanlar sıkıntılarını ve yaşadıklarını bize de anlattılar. Hoşumuza giden şeyler duymadık. Süleymaniye yalnız bir semt olmuş, giderek daha çorak ve daha yalnızlaşıyor. Gözle görünmeyen bir duman Süleymaniye’nin etrafını sarmış ve binaları yutup kusuyor.
Oradan ayrıldığımızda şehrin bir başka noktasında çıkan dumanlar gökyüzüne yükseliyordu. Öğrendik ki Haydarpaşa Garı yanmış. Süleymaniye’deki yakılan evleri düşündük doğal olarak.
Ne yapalım demeyelim, İstanbul’a sahip çıkalım.